T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
SAMSUN / ATAKUM - Şehit Polis Demet Sezen Özel Eğitim Anaokulu

Haberler

Nis

'BEN OLAMAM Kİ' KAYNAŞTIRMA PROJESİ KAPSAMINDA  FAHRETTİN ULUSOY İLKOKULU, SARAYKÖY İLK-ORTA OKULU İLE ORTAKLAŞA DÜZENLEDİĞİMİZ 2 NİSAN DÜNYA OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ KUTLAMALARIMIZDAN

 

Bugün 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü

 

"Aynı Ama Farklı" diye bir hikaye var, yazarı sağolsun bize bu kitabı kazandırmış. Farklı doğan, ama onu çok seven ve derdiyle dertlenen çobanı sayesinde kırlarda koşabilen, diğerleriyle aynı şeyleri yapabilen bir oğlağın hikayesi.. Farklı Ama Aynı kitabını okuduk, oğlağa mutluluk resimleri çizdik, yollarına bahar çiçekleri serdik. Biz farklı doğmuş da olsak hepimzi çocuğuz, okula gidebiliyoruz, resim çizebiliyoruz, bahar çerçevesi yapabiliyoruz, level up da oynayabiliyoruz, kutu kutu pense de oynayabiliyoruz.. İzin verirseniz bir çok etkinlikte buluşabiliyoruz. Aynı bahçenin farklı çiçekleriyiz hepsi bu Bu 2 Nisan'da sloganımız: Farklıyız Ama Aslında Aynıyız️🪷🪻♥️

Ve müzik, ancak farklı notalarla ortaya çıkar

 

#FarklıAmaAslındaAynıyız 

#2NisanOtizmFarkındalıkGünü

Mrt

 

Dünya genelinde 6 milyon civarında down sendromuna sahip kişi bulunur. Her toplumda görülebilen down milliyet, ülke ya da sosyo ekonomik durum fark etmeden her yerde ortaya çıkabilir. Sendromla ilgili erken yaşlarda yapılabilecek farkındalık çalışmaları toplumun daha bilinçli olmasını ve sendroma sahip olan kişilere daha hoşgörülü davranmasını sağlar.

21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü Anlamı

Erken ve sürekli eğitime dikkat çekmek amacıyla her yıl kutlanan Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü sorumluluk bilincini geliştirir. Bir kromozom anomalisi olan down sendromu durumu hücre bölünmesi sonucunda yaşanan yanlış bölünme ile olur. Sıradan bir insanın vücudunda kromozom sayısı 46’dır. Sendromun görüldüğü kişilerde ise 3 adet 21 kromozomu olduğundan, toplam sayı 47 olur. Bu sayı ve sendroma ilişkin tanı doğumdan hemen sonra ya da kısa bir süre sonra koyulur. Bazı rahatsızlıklara karşı daha yatkın olan bu kişiler, uygun eğitim programına dahil edildiklerinde toplumsal hayata başarıyla uyum sağlarlar.

Mrt

Özel Eğitim Anaokulu Öğrencilerimiz  Özel Eğitim Anaokulu 4/A şubesi öğretmenlerinin koordinesinde 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kapsamında günün anlam ve önemini belirten  çalışmalar yaptılar. Hazırladıkları etkinlikleri panolarda sergilediler. Çanakkale türküsü dinleyerek günün anlam ve önemini pekiştirdiler.

Şbt

AİLE EĞİTİMİ SEMİNERİNE DAVET, 29 ŞUBAT 2024 PERŞEMBE SAAT 10:00 DA OKULUMUZ ÇOK AMAÇLI SALONUNDA YAPILACAK OLAN , ALANINDA UZMAN KONUŞMACILARIN VERECEĞİ SEMİNERE KATILMANIZ ÖNEMLE DUYURULUR

Şbt

Benimle Oynar Mısın?  projesi mart ayı etkinliklerinde Barış Manço anıldı, aynı zamanda dilimizin zenginlikleri projesi çerçevesinde sanatçıya ait şarkılar söylendi, programlar uyarlandı.

Şbt

6 Şubat Maraş depreminde hayatını kaybeden bir çok bestesi olan ve öğretmeni tarafından bestelenip düzenlenen Yağmur'un şarkısına ithafen Fahrettin Ulusoy İlkokulu Şehit Polis Demet Sezen Özel Eğitim Anaokulu ve Sarayköy İlkokulunun ortak hazırladığımız çalışmadır. Çocuklar ölmesin dünyanın tüm renkleriyle yaşasınlar...

Ara

Özel gereksinimli çocuklarda, öğrenmeler daha yavaş olmakta ve çocuklar sürekli modele ihtiyaç duymaktadır. Dolayısıyla özel gereksinimli çocuk için çevre, yaşantı, araç-gereç ve ortam gibi birçok eğitim ihtiyacı öne çıkmaktadır. Özel eğitim gereksinimi olan çocukların eğitiminde aile, özel gereksinim göstermeyen çocukların eğitiminde olduğundan daha büyük bir önem taşımaktadır. Araştırmalar, özel gereksinimli çocuğun, ailelerince desteklenmesinin bu bireylerin gelişimi için olumlu katkı sağladığı ve ebeveynlerin aile eğitim programına katılımlarının çocuklar için yaşamsal bir önemi olduğunu göstermektedir.

Bu amaçla Atakum Fahrettin Ulusoy Anaokulu ile ortaklaşa yürüteceğimiz projemizin ilk etkinliği gerçekleştirilmiştir.

Ara

Dilimizin Zenginlikleri Projesi

 

Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin tarafından başlatılan; Dilimizin Zenginlikleri Projesi; okullarda yapılacak söz varlığını zenginleştirme çalışmaları ile öğrencilerin dilimizin zenginliklerini tanımasını, kültür taşıyıcısı olan sözcüklerimizle buluşmasını, buna bağlı olarak da dili iyi kullanmasını ve düşünce dünyasını geliştirmesini amaçlamaktadır.

Bu sayede öğrencilerimiz dilimizin seçkin ve özgün eserlerini tanıyacak, eserlerimizde geçen sözcüklerin derinliklerini (çeşitli anlamlarını) öğrenecek; milletimizin kültürünü, birikimini, düşünce dünyasını ve hayat tarzını söz varlığımızın içinde yeniden keşfedecektir.

Ara

Ara

            5627 sayılı sayılı Enerji Verimliliği Kanunu gereği okulumuz zorunlu olan Enerji Kimlik Belgesini almıştır.

Ara

Sevgi varsa, engel yoktur! Engelliler Günü Kutlu Olsun!

Atakum Şehit Polis Demet Sezen ÖEAO olarak 3 Aralık Dünya Engelliler Günü etkinliklerimiz kapsaminda  YEŞİLYURT AVM nin katkılarıyla AVM nin 1.kat sergi alanında,  velilerimizin duygu düşünce anı şiir ve görselleri ile toplumsal farkındalık oluşturmak amacı ile VELİDEN MEKTUP adlı  sergimizi 2-3 Aralik 2023 tarihlerinde ziyaret edebilirsiniz.

Kas

ÖZEL EĞİTİMDE ÖZBAKIM BECERİLERİNE YÖNELİK VELİ BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜMÜZ OKUL MÜDÜR YARDIMCIMIZ UZMAN PSİKOLOJİK DANIŞMAN DERYA SAFİ TARAFINDAN HAZIRLANDI, VELİLERİMİZE DUYURULUR.

Ekm

2023 2024 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI OKUL AİLE BİRLİĞİ GENEL KURUL TOPLANTISI VELİLERİMİZİN YOĞUN KATILIMI İLE 12/10/2023 TARİHİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ. YENİ YÖNETİM KURULUNDA GÖREV ALAN TÜM ÜYELERİMİZ VE OKULUMUZ İÇİN HAYIRLI UĞURLU  OLSUN. OKUL AİLE BİRLİĞİ BAŞKANI OLARAK BUKET ERDOĞAN ÇULLU YENİDEN SEÇİLMİŞTİR.

Ekm

OKULUMUZ REHBERLİK ÖĞRETMENİ DERYA SAFİ GÖREVE BAŞLAMIŞTIR. VERECEK OLDUĞUMUZ REHBERLİK HİZMETLERİ İLE İLGİLİ TANITIM BROŞÜRÜ GÖRSELDE SUNULMUŞTUR.

May

Özel Eğitim Sürecinde Atlı Terapi (Hippoterapi) Uygulamalarımız.

 

Merhabalar. Sık sık ailelerimizden gelen "İşe yarar mı?", "Başlasak etkisi olur mu?" gibi sorular aldığım temel hobiler var: At binmek, yüzmek ve seramik yapmak. Ben de bu konuda yayınlanmış makaleleri taradım, katıldığım seminerlerden ve eğitimlerden aldığım notlara baktım ve bu yazıyı hazırladım. İyi okumalar. ... Öncelikle 2012 Ağustos-2013 Haziran tarihleri arasında GATA'da bulunan TSK Sağlık Vakfı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nde (Şimdi sanırım El Ele Vakfı'na bağlı ya da tam tersi de olabilir, bu konuda kafam pek karışık.) Zihinsel Engelliler Öğretmenliği yaptığım sıralarda atlı terapi için temel bir binicilik eğitimi aldığımı söyleyebilirim. TSK'nın Atlı Birlikler'inden alınmış bir temel binicilik belgem dahi var. Benim için oldukça değerli ve vazgeçilemez zamanlardı o zamanlar. Şimdi bile keyifle hatırlıyorum. Öncelikle atlarla kendi kurduğum ilişkiyi anlatmak isterim. Bu anlattıklarımdan kendinize ve çocuğunuza pay çıkarabilirsiniz.
Öncelikle genel olarak kendi dışında hareket eden bir canlı gördüğünde ürken ve korkan bir insan olduğumu söylemem gerek. Atlara havuç yedirmek, şeker yedirmek benim için biraz zor oldu. Ancak atların beni önemseyen ve benim ruh halime göre hareket eden nezaketleri sürece kolay adapte olmamı sağladı. At üzerine çıkmak benim için oldukça zordu. Kol kaslarınızın da belirli bir güçte olması gerekiyor maalesef. At üzerinde ise hocamızın biraz hızlanmamızı söylemesi ile hızlanan atımın, benim terdiginliğimi fark ederek yavaşlamasını asla unutamam. Bu önemli bir ayrıntı. Çünkü atlar temas halinde oldukları bireylerin ruh durumlarını fark ederek hareket edebiliyorlar. Bu, çocuklarımız için de önemli bir nokta.
At binmek özellikle iç bacaklarımı çok yoran, yorgunlukla birlikte bolca at kokusu barındıran bir etkinlikti. Bunun yanında derslerden sonra yaşadığım keyfi asla unutamam. Bir antidepresan etkisi olduğunu ve dinginleştirdiğini, dünyadan uzaklaştırdığını söyleyebilirim. Örneğin araba kullanmayı sevenler beni anlayabilir. Tek bir farkla! Burada arabanın bir kalbi var ve size göre hareket ediyor. ... Şimdi bakalım bilim ne diyormuş.
Bilim; öncelikle diyor ki "Hippoterapi bilimsel dayanaklı bir yöntem değildir.". Bu gayet net bir cümle. Yani atlı terapi henüz çeşitli çalışmalarla etkililiği kanıtlanmış ve özel gereksinimli olsun olmasın bireylere olumlu etkisinin olduğu ispat edilmiş bir yöntem değil. Ama bu demek olmuyor ki zararlı ve işe yaramaz bir yöntem! Bilimsel dayanaklı olmaması üzerine çalışmalar yapılmadığı anlamına gelmiyor. Yani henüz yeterince bilimsel dayanağı yok diye, yapılan çalışmalarda umut vadeden bir yöntem olan hippoterapiyi çöpe atmanın doğru olmadığı görüşündeyim. Öte yandan "Hippoterapi ile otizme çare bulundu!", "Atlı terapi sayesinde zihinsel engelden kurtulun!" gibi sloganlarla bu işe girenlerden her zaman uzak durulması gerektiğinin de altını çizmeliyim.
Atlı terapi neden tercih ediliyor?  

  1. Bireylerin algılama, konuşma ve iletişim becerilerini desteklemek için atlı terapi kullanılmakta. Amerika ve Avrupa'da oldukça yaygın olarak kullanılan bu yöntemin yaygın olmasının nedeni atların birçok psikolojik ve nörolojik sürece olumlu etkide bulunmaları.
  2. Özellikle fiziksel yetersizliği olan bireylerde çalışması zor olan ve bireyler için ilgi çekici olmayan kaslar bu terapi yöntemi sayesinde daha çok çalışmakta ve fizyoterapi için iyi bir araç haline gelmektedir.
  3. Atın, pelvis hareketleri insanlarınkine benzerdir. Bu da hippoterapinin, insanların pelvis kaslarını güçlendirmeleri için önemli bir etkinlik olmasını sağlar. (Kendimce bir çıkarım yapacak olursam; tuvalet eğitiminde pelvis kaslarını güçlendirme çalışmaları yapması gereken bireylere bu etkinlik önerilebilir.)
  4. Öğrenme güçlüğü olan bireylerde kendine güven duygusu vermekte ve bu güven duygusu ile birçok alanda bireylerin başarılı olmalarının kapıları açılmakta.
  5. Atlar sosyal ve duygusal hayvanlardır. Bir at topluluğu içinde her atın kendine has bir ruh hali ve karakteri vardır. Bu nedenle terapötik süreçlerde atların kullanımı yaygındır ve keyiflidir. Kaynaklarımdan birinde (İlk sıradaki kaynak oluyor kendisi.) "Atlardan psikoterapide, insanlarla ortak olan özelliklerinden dolayı problem çözme, ilişki kurma, öz-farkındalık, dürüst iletişim, karakter ve güven, liderlik, sabır, girişkenlik, sevgi gibi özellikleri geliştirmede yararlanılmaktadır." yazıyor. Harika değil mi?
  6. Otizmli ya da zihinsel yetersizliği olan bireylerde ata dair sorumluluklar, atla etkileşim gibi konularla bireylere öğrenme yaşantıları sunulmakta, sosyalleşmeleri sağlanmakta ve birçok gelişim alanlarına örtülü de olsa destek olunmakta.
  7. Hayvan sevgisi bir dünya insanında bulunması gereken özelliklerin başında geliyor. Özel gereksinimli olsun olmasın bütün bireylerin hayvanlara karşı sevgi ve merhamet duyması, onların da hakları olduğu algısını bilmesi oldukça önemlidir. Atlı terapi buna da hizmet eden bir alandır.

Ben hep hippoterapi deyip duruyorum ancak atlarla yapılan birçok terapi/tedavi yöntemi var. Bunlara da bakmak isteyeceğinizi düşünüyorum:

  • At Destekli Faaliyetler: Atın çeşitli özelliklerinden yararlanılan faaliyetlerdir. Örneğin atın ritmik yürüşünden denge çalışmaları ortaya çıkarılabilir.
  • At Destekli Terapi: Fizyoterapistler nezaretinde yapılan, birçok özel gereksinime sahip bireyi kapsayan ve atla birlikte çeşitli etkinliklerin yapıldığı süreçlerdir. Sıklıkla eğlenceli etkinliklerden oluşur. Örneğin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan bir birey ile topları hedefe atma çalışılırken bunun at üstünde yapıldığını hayal edin. Bence harika!
  • Kolaylaştırılmış Atlı Psikoterapi: Özellikle sosyal bozukluklar yaşayan bireylere atlar yoluyla çeşitli psikolojik desteklerin verildiği süreçtir.
  • Hippoterapi: Tıp doktorları, psikiyatristler, psikologlar, fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanları ile fizyoterapistler, ergoterapistler, logopedistler ve at uzmanları tarafından verilen bir terapidir. Burada biyomekanik ve psikojenik iki faktör söz konusudur. Biyomekanik faktör atın bir dakika içinde yüzlerce sinyali binicisine gönderdiği prensibine dayanır. Bu da bireyin bütün kaslarının çalışmasını sağlar. Psikojenik faktör ise bireyin at üzerinde yaşadığı psikolojik durumlara dayanır. Her iki açıdan da bireyler desteklenir.
  • İnteraktif Voltij: At üzerinde yapılan serbest ya da kurallı jimnastik hareketlerine dayanan bir spor ve eğlence etkinliğidir.
  • Terapötik Binicilik: Herhangi bir sağlık personelinin eşlik etmediği, özel gereksinimli bireylerin binicilik eğitimi aldıkları süreçtir.
  • Terapötik Sürüş: Çeşitli sebeplerle ata binmeleri söz konusu olamayan bireylerin çeşitli yardımcı aletlerle at binmesi etkinliğidir.

Peki atlı terapi sürecini neler etkiler?

  1. Terapinin amacına ve uygulanma biçimine,
  2. Terapiye alınacak bireyin engelli düzeyine, 
  3. Yaşına,
  4. Yetersizliğinin farklılığına,
  5. Terapide eşlik edecek atın özelliklerine,
  6. Terapide yer alacak ekibin sayı ve niteliğine göre süreç şekillendirilir.

Kimler atlı terapiden yararlanabilir? Bu sorunun cevabı aslında bütün makalelerde aynı: Herkes.   Atlı terapi ile ilgili birçok merak edilene cevap verdiğimi düşündüğüm bu yazımda sonuç olarak şunu belirtmek isterim: Hayvanlara zarar vermeyen, doğaya saygılı ve çeşitli hobileri olan, spor yapan bir birey yetiştirmek ve topluma kazandırmak istiyorsak atlı terapi keyifli bir seçenek olabilir. Birçok araştırma ile desteklenen bu yöntem her açıdan bireyleri olumlu yönde etkileyecektir.